31 Aralık 2018 Pazartesi

2018 BİTERKEN

 



                                                             



                  
 
 
 
2018 biterken bloğunu yoğun programından dolayı uzuuun bir süre ihmal etmiş bir blogger olarak ; bundan sonra sık sık yazıcam falan gibi sözler vermiyorum . Zaten de veremiyorum ... Hayat karar aldıkça kendi planlarını yaptırmaya çalışan otoriter bir idareci gibi davranabiliyor insana . 3 yazıyı aynı günde yazdığım günleri düşününce yılın bu son günü içimden bir ses '' Bloğunu özlemedin mi '' sorusunu sorunca burada buldum kendimi .İtiraf edeyim yazıyı düzenlemeyi bile unutmuşum o kadar yani . Ama çok da özlemişim . Sanki eski bir dosta kavuşmak gibi . Aslında amacım sizi sadece gülümsetmekti . İş yerindeki , çevremdeki herkeste çocuksu bir neşe seziliyordu yılın son günü .
 
Hepimiz hayatın anlamını düşünür kendimizce çıkarımlar yaparız ama bugün benim derin derin düşünüp üstüne mesajlar vermeye hiiç de niyetim yoktu...Ta ki bilgisayarımın başına oturmuş işlerimi toplarken gelen reklamlara kadar...:)) Oradan oraya bu gömleğe ulaştım . Nasıl ulaştım bu yazıya nasıl ilham oldu onu bile anlamadım. O kadar hızlı gelişti yani .Neysee kendisi %100 ipek ve çook ünlü bir markanın ürünü . Tabi ki her şey gibi o da indirime girmiş . Şu an %50 indirimle 5.000- küsur TL' ye satılıyor .
 
Bazılarınızın ''Bunca zaman yazmadın bula bula bunu mu çıkarıyorsun önümüze ? '' dediğini duyar gibiyim . Bu gömleğin bu fiyata satılması ve alıcı da bulmasını düşündüm ? Zevkler ve renkler tartışılmaz sözü uzunca biiir süre başımın üstünde döndü...Başta biraz kızsam da bende başkalarını eğlendirmemekle ilgili bir farkındalık oluşturdu . Sırf bu markayı bu fiyata giyip hissedilecek farklılık özgüveninin başkalarını nasıl eğlendireceği farkındalığı . Bunu gereksiz yere yaptığım bütün bilinçsiz alış-verişlere de zihinsel olarak yansıttım tabi. Sizlere yazı sözü veremesem de kendime 2019 alış-veriş sözleri verdiğim doğrudur  :)
 
 
2018 hepimiz için teker teker acılar , sevinçler , başarılar , hastalıklar , kavuşmalar , ayrılıklar vs... ile geçen kendinin kendinden bile haberinin olmadığı bir zaman dilimiydi . Biz yine 2019 adını verdiğimiz sınırlı zaman diliminden beklentiler içine girdik çoktan . Haa ! Kötü mü tabi değil ! İnsan isteyecek ...Sevmeyi de , başarmayı da, mutlu olmayı da isteyecek ... Ve insan korunmak da isteyecek ...Hastalıklardan , ayrılıklardan , savaşlardan , güvensizlikten ...Bu dileklerin hepsi bu sabahtan beri dua dizinimleri halinde yayılmaya başladı . Sosyal medya hesapları coştu. VhatsApp grupları şişti . Buradaki yazıyı kaç kişi okuyacak gerçekten merak ediyorum . Bu güzel günde de fazla zamanınızı almak istemiyorum ...
 
Hepiniz şu ana kadar kendinizce çıkarımlar yaptınız . Benim çıkarımım :
 
''  Hayat böyle bir şey işte çok da anlam çıkartmaya gerek yok yani. Siz aklınızı kullandıkça o yeni şaşırtmalarla üzerinize gelecek :) :) :) ''
 
YENİ YIL MESAJIM :
 
'' Bu yıl kendinizle daha çok eğlendiğiniz , kendinizin keyfini çıkarttığınız bir yıl olsun...'' 
 
 
 
 
 

19 Ocak 2018 Cuma

YENİDEN HERKESE MERHABA





                                                   




                  İş yoğunluğu ...Hayat yoğunluğu....Taşınma....


                  Başlamasam daha da uzun süre yazamayacaktım . İş hayatı , ev hayatı derken aslında  hepimiz benzer küçük farkındalıklar yaşıyoruz . İçimizde bir yerlerde paylaşma isteği uyandıran , düşündüren ya da gülümseten  yaşanmışlıklarımızı iş arkadaşımızla , eşimizle , akrabalarımızla paylaşıp zenginleştiriyor , onların yaşadıklarıyla zenginleşiyoruz.

                 Ama bazen sadece kendimize anlatmak istediğimiz zamanlar oluyor. İçimizi dökmek ya da karşı tarafın ne algıladığını önemsemek istemediğimiz zamanlar ...İşte ben böyle zamanlarda yargılanmayı hiç düşünmeden yazmak istiyorum...Bugün aslında kızıma aldığım ama ona vermeden önce okumaya başladığım roman hakkında sohbet etmek istiyorum sizlerle...
               
               
             
               Bir yazar düşünün oyuncu , öğretim görevlisi , denizci , müzisyen , okul müdürü sıfatları ile çalışmış .1934 'te ilk şiir kitabını yayımladıktan tam 20 yıl sonra ilk romanını yayımlıyor. Bu roman öyle bir ticari başarı yakalıyor ki beş sene sonra öğretmenliği bırakıp kendini tamamen yazmaya adıyor... Ne kadar çok kitap yazarsa yazsın her yazarın hayatının en olgun ve lezzetli meyvesi tadında bir başyapıtı vardır . Dünya çapında ünlenmese de en azından yazar bunu kendisi bilir. '' İşte tam olarak anlatmak istediğim de bu . Hepimiz içimizde doğuştan gelen ve gerçekleştirmekten inanılmaz keyif aldığımız becerilere sahibiz . Bunların çok zor ya da karmaşık olmasına gerek yok . Yapanı mutlu etmesi yeter . Hele bir de maddi olarak yaşamı sürdürmeye katkısı da varsa daha da güzel . Bu katkı bireysel ya da toplumsal yardım kuruluşlarında kullanılabilir.



             

                 İlk şiir kitabından 27 yıl sonra ilk romanı ile Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen Golding'in  hayatının meyvesi Sineklerin Tanrısı olmuş ve 1993 yılında gözlerini yummuş .

                Şu an elimde bulunan 36. baskısı . Yıllar önce filmini izlediğim romanı elime aldığımda , film karelerini hatırlamadığıma şükrettim . Çünkü kendisi de Kraliyet donanmasında görev alan ve denizci olan yazarın tasvirleri size olayın geçtiği yeri adeta yaşatıyor . Karakterlerin gücü inanılmaz. Duygusal zekasının çok çok yüksek olduğunu duyguları cümlelere döküşünden anladığım yazar , her bir karakterde ayrı bir düşünsel pencere açıyor ...

                 Mina Urgan'ın kitap hakkındaki yorumu şöyle :

               '' Sineklerin Tanrısı'nda gördüğümüz ıssız ada yeryüzünün cennetlerinden biridir. Çocuklar da bu adanın , okudukları Mercan Adasına çok benzediğini söylerler. Ne var ki , başlangıçta bunu hiç sezinlemediğimiz halde , atom çağının çocukları , bu güzelim adayı her açıdan cehenneme çevireceklerdir.''
               



                 Bu yorumu okuduktan sonra ellerinden cep telefonu ve tablet düşmeyen zamane çocuklarını düşündüm . Sevgili Golding yaşasaydı ve şu günümüze şahit olsaydı yaşları altı ile on iki arasında değişen çocuklar hakkındaki romanı   nasıl şekillenirdi acaba :) Merak ediyorum doğrusu...