15 Kasım 2016 Salı

DÜRÜST ESNAF



Benim babam da , dedem de tulumba tatlısı yapardı...

Bize dedemin öğrettiği olmazsa olmaz tek meslek kuralı vardı.

'' Ustalık marifette değil , dürüstlüktedir ! ''

İşini sevmek . İşini aşkla yapmak . İşini sadakatle icra etmek . Bir satırı anca dolduran bu kelimeler , yansımaları düşünüldüğünde daha da önem kazanıyor...


İşini seven bir dedenin günümüzde dede olan torununa bıraktığı ahlaki miras , torunun gözlerinden yansıyan onur yazdırıyor bu yazıyı .

'' Bizim tulumbacımıza  glikoz denen şey girmedi . Daha çok ve kalitesiz satıp daha çok para kazanmayı düşünmedik hiç . İnsanları kilometrelerce öteden bu basit tatlıyı yemeğe getiren şey , bizim mesleğimize duyduğumuz saygı . ''

- Tulumbanın lezzet sırrı ne ?

'' Ben tulumbanın hamurunu havanın sıcaklığına göre yoğururum . Rüzgara göre , güneşe göre karar veririm . Hamurumun tarifi her gün değişir . En önem verdiği şey ise kaliteli malzeme ve pancar şekeri kullanmaktır .''

Usta bunları anlatırken derin çizgilerle dolu yüzünden duyduğu gurur okunuyordu .

İşini sevmek basit bir şey değil . İşini seven insan etrafına da mutluluğunu yansıtır . İş sırasında geçirdiği saatler onun için bitse de şunu yapsam dediği zaman dilimleri değildir . O zaten işini yaparken yaşar . 

Böyle kişileri çalışırken izlemek çok keyiflidir . İzleyene bu işi yapmak için yaratılmış dedirtir. Bazen bir aşçı , bazen bir ayakkabı boyacısı , bazen bir kuaför ya da ressam ... Çalışırken enerjisi etrafa yayılır adeta.

'' İşini seven insanlar , modern şarj dinamolarıdır . Onlar etraflarına da enerji verir .'' Mehmet Doğramacı

Peki siz işinizi ne kadar seviyorsunuz ?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder