Benim babam da , dedem de tulumba tatlısı yapardı...
Bize dedemin öğrettiği olmazsa olmaz tek meslek kuralı vardı.
'' Ustalık marifette değil , dürüstlüktedir ! ''
İşini sevmek . İşini aşkla yapmak . İşini sadakatle icra etmek . Bir satırı anca dolduran bu kelimeler , yansımaları düşünüldüğünde daha da önem kazanıyor...
İşini seven bir dedenin günümüzde dede olan torununa bıraktığı ahlaki miras , torunun gözlerinden yansıyan onur yazdırıyor bu yazıyı .
'' Bizim tulumbacımıza glikoz denen şey girmedi . Daha çok ve kalitesiz satıp daha çok para kazanmayı düşünmedik hiç . İnsanları kilometrelerce öteden bu basit tatlıyı yemeğe getiren şey , bizim mesleğimize duyduğumuz saygı . ''
- Tulumbanın lezzet sırrı ne ?
'' Ben tulumbanın hamurunu havanın sıcaklığına göre yoğururum . Rüzgara göre , güneşe göre karar veririm . Hamurumun tarifi her gün değişir . En önem verdiği şey ise kaliteli malzeme ve pancar şekeri kullanmaktır .''
Usta bunları anlatırken derin çizgilerle dolu yüzünden duyduğu gurur okunuyordu .
İşini sevmek basit bir şey değil . İşini seven insan etrafına da mutluluğunu yansıtır . İş sırasında geçirdiği saatler onun için bitse de şunu yapsam dediği zaman dilimleri değildir . O zaten işini yaparken yaşar .
Böyle kişileri çalışırken izlemek çok keyiflidir . İzleyene bu işi yapmak için yaratılmış dedirtir. Bazen bir aşçı , bazen bir ayakkabı boyacısı , bazen bir kuaför ya da ressam ... Çalışırken enerjisi etrafa yayılır adeta.
'' İşini seven insanlar , modern şarj dinamolarıdır . Onlar etraflarına da enerji verir .'' Mehmet Doğramacı
Peki siz işinizi ne kadar seviyorsunuz ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder