3 Ocak 2019 Perşembe

HİPOKAMPÜSÜMÜ MEŞGUL ETME









Sabah sabah çocuklarla aramızda şakalaşırken  birisinin söylediğini anlayamayınca '' Ne dedin seeen? '' diye sordum. Şimdiki nesil hatırlamaz ama tonlamam aynı bir yamanlar magazin gündemini pek bir meşgul eden tokatlama sahnesi sırasında söylenen ne dedin sen gibiydi ...

Sonra şöyle bir cümle çıktı ağzımdan ve bu yazıya başlık oldu :

Hipokampüsümü meşgul etme !

Kızım anne sen ne içtin sabah sabah diye espri yaparken ben zihnimde bu yazıyı oluşturuyordum bile...Kalıcı hafıza depomuzu gereksiz yere meşgul eden çöpler...

Size de olmuştur.

Bazı kişilerin ismini  ve bazı olayları hafızamda tutmak istemem . Travmatik ve rahatsız edici anıların etkisinin azalmasına yarayan NLP ( Nöro Linguistik Program ) çok yararlı olsa da  duygu yaratmayan önemsiz olaylarda sık sık kullanılacak bir uygulama değil .

Bu sebeple kayıt cihazımız beynimiz ile ilgili bilgilenmek yararlı olabilir. Hafızamızın kalıcı ve geçici halleriyle görevli türlü bölgeleri var . Özellikle kalıcı hafızamızın bölgesi hipokampüs beynimizin aynı zamanda yön bulması ile de ilgili. Her iki yarım kürede simetrik olarak iki tane var. Yaklaşık 80 yaşına gelen bir yetişkin bağlantılarını %20'si kadarını kaybettiğinden bellek performansında düşüşler normal karşılanırken  Alzheimer ' de ilk etkilenen bölgelerden biri olduğundan önemlidir . İsmi de denizatına benzediği için Yunancadaki söylenişinden gelir. Bizi biz yapan böyle bir beyin bölgesi için ilginç değil mi?


Geçenlerde izlediğim bir filmde başrol oyuncusu bebeğin hatırlayamadığı anıları hipokampüs bölgesine yerleştirebilen bir cihaz icat etmişti ve amacı hastalık ve benzeri sebeplerle çocuklarından erken yaşlarda ayrılmak zorunda kalan ama onlara anı bırakmak isteyen yetişkinlere yardım etmekti . Bir bakımdan kaydettiğimiz ama hatırlayamadığımız anıları da hatırlatmak ...



Sinir bilimi son yılların en çok gelişen ve şaşırtan bilim dallarından biri . Ben de kalıcı hafızanın gereksiz bilgilerle meşgul edilmemesi yoksa gerçekten ihtiyacımız olana yer kalmayacağını savunurdum . Oysa ki Sinir Bilimci akademisyen Sinan Canan'ın açıklamalarından öğrendiğim kadarıyla insan beyni tahmin ettiğimizden çok daha kocaman bir bellekmiş . Yaklaşık 20 milyar civarındaki hücre ve bunlar arasındaki bağlantıları hesapladığımızda yaklaşık 2.5 milyon GB hafızamız varmış ki bu da 300 milyon yıl süren bir filmi kaydetmek gibiymiş ... Yani endişelenmeme gerek yokmuş :) Çok rahatladım.

O zaman şu soruyu kendime sormam gerekti . Hafızanın dolması endişesinden kurtulduysan bu gereksiz bilgilerle ilgili seni rahatsız eden şey tam olarak ne ?

İşte tam burada değerli psikiyatrist Prof.Dr. Kemal SAYAR'ın sosyal medya paylaşımı hipokampüsümden cevap olarak çıktı :

'' Biri eşyamızı alıp götürmek istese onu hemen durdururuz. Ama saatlerimizi , günlerimizi çalanlara ses etmeyiz . Ekranlar , boş konuşmalar , verimsiz toplantılar. Hayatımızın her anı biricik. Çalınmasına izin vermeyelim. ''





Kaynaklar :  bilimtreni.com , bilimfili.com , Prof.Dr.Sinan CANAN , Prof. Dr. Kemal SAYAR



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder