8 Şubat 2016 Pazartesi

BEN SİMİDİN YANIĞINI SEVERİM




Bu sabah erkenden küçük oğlumun resim kursu ihtiyaç listesini tamamlamak için eve en yakın kırtasiyeye gittim. Listeyi tamamlarken dışarıdan ;

- Simiiitçiiii ! Simiit taze simit diye o hepimizin sevdiği nida yükseldi.

Simit sevmeyeniniz var mı ? Ne kadar kültürümüzle bütünleşmiş samimi bir yiyecek değil mi ? En yakın arkadaşı çay mesela. Yanlarına yakışan üçüncü peynir . Biraz daha şartları zorlarsak zeytin ve domates.

Bir arkadaşınıza veya büyüğünüze çat kapı götüreceğiniz en güzel atıştırmalık.

-'' Ben simidin yanığını severim .''dedi bayan elinde gerçekten bir tarafı yanmış bir simit tutarak . Hatta simitçinin fırından özellikle istenmeyen yanmışları  kendisi için topladığını söyledi.

O an şunu düşündüm. Ben de fazla kızarmayanını seviyordum. Sistemdeki ilahi denge ne güzeldi . İstemeyi verenin asıl irade sahibi yaratıcı olduğunu tefekkür ederek şükrettim . Ya hepimiz aynı olsaydık .

Aynı renk gözden , aynı saçtan , aynı tarzdan hoşlansaydık...

Aynı yemeği , aynı kitabı , aynı sanat dalını sevseydik...

O anda bir çok aynılaşmış hal geçti gözümün önünden ve hiç hoşlanmadım .

Ve dedim ki ; farklılıklarımızla harika bir bütünü tamamlıyoruz. Aynı bir pazıl gibi . Birimiz eksilse bütünü değersizleşecek bir pazıl. Olduğumuz gibi güzeliz.

 Ben simidi az kızarmış , o çok kızarmış severken...

                                                                                           09. 02 .2016 

1 yorum:

  1. Ben hep söyle düsünürüm. Allah bile bizi farkli yaratmak istemis yoksa tek tip de yaratirdi. Bence de farkli olmasi daha güzel dünyadaki herseyin.

    YanıtlaSil