3 Şubat 2016 Çarşamba

GENÇ DEPRESYONU



                    Gençlerde depresyonu anlamak zordur . Gençlik ve ergenlik 
dönemi adı üstünde zaten geçici delilik hallerinin yaşandığı , ruhsal moodun sürekli değiştiği bir dönemdir . 
             
              Adeta bir duygu rüzgarına kapılan yelkenli gibi genç ve bedeni bir kasırgadan bir melteme , bir depremden bir sakinliğe değişir durur. Çoğu zaman etrafındakiler de bu sert rüzgar ve sarsıntıların şiddetinden nasibini alır ve etkilenirler. 

              Çoğu genç bunları yaşarken bazıları ne yazık ki depresyon denilen hastalıkla ve ergenlikle aynı anda mücadele etmek zorunda kalır. Araştırmalar göstermiştir ki genç yaşlarda ortaya çıkan depresyonlar ileride daha sık tekrar ederler. Bu sebeple gençlik depresyonlarının saptanması çok önemlidir.

            Tüm dünyada gençlik depresyonları tanı oranı azdır . Ülkemizde de durum aynıdır . Genelde alkol ve madde bağımlılığı tespit edilen gençler ergen psikiyatristine yönlendirilirler. Halbuki gerçek şudur ki bu gençler arasında depresyon oranı sıktır ama hiç madde kullanmayan hasta gençler de vardır. Bu gençlerde hastalığın ortaya çıkmasında kişisel özellikler , aile yapısı , toplumsal ve çevresel etmenler de etkilidir.

            Genç depresyonunun üzücü ve zor olan yanı tedaviye erişkin depresyonlarından daha dirençli olmalarıdır. Genç ilaç tedavisi ile düzelse de ilk 6 ay tekrarlama oranı yaklaşık 5 kişiden biridir . Yaklaşık 10 kişiden 4 'ünde de ilk 1 yıl içinde bu tekrar beklenir.

            Bu yazıyı yazma amacım gençlerdeki depresyon konusunda farkındalık yaratmak . Açıkcası öyle özel ve zor tablolar vardır ki deneyimli psikiyatrisleri bile yanıltabilir. Özellikle aşırı zeki gençler hastalık semptomlarını maskelemeyi  becerirler. 
     
            Gençlerle çok görüşen biri olarak bu konuda değerli ailelerden şunu özellikle istirham ediyorum .    ''Çocuklarımız bize her biri ayrı güzelliklerle gönderilmiş hediye paketleridir . Her birinin birbirinden farklı ve değerli güçlü yanları vardır. Papatya olan çocuğumuzun gül gibi kokmasını beklemek onun yaradılış özelliklerine saygısızlıktır. Yapılacak kendi güçlü yanlarını fark etmelerine destek olacak profesyonel dokunuşlar aldırmaktır. Aşırı başarı beklentisi bu nadide çiçeklerin erkenden solmasına da sebebiyet verebilmektedir. ''

             Aynı zamanda ailenin , çevrenin , okulun kısaca her şeyin dört dörtlük olduğu ama yine de bu hastalığın görüldüğü gençler vardır. Sonuçta bu beyin kimyasallarının salgılanma oranlarının bozulduğu bir hastalıktır ve aslında kimsenin en başta gencin suçu yoktur . Fakat hastalığın en önemli belirtilerinden birisidir kendini suçlamak ve değersiz hissetmek.

            Gençlerin depresyonda olabilecekleri ile ilgili uyarılar size rehberlik ve psikolojik danışma öğretmenleri ve varsa öğrenci koçundan gelebilir. Unutmayın bu kesin tanı değildir. Bu durumda yapacağınız en doğru hareket onu kesin tanı için bir ergen psikiyatristine götürmektir. 18 yaşını geçmiş gençlerde ise erişkin psikiyatristleri doğru yönlendirmeyi yapacaklardır .Çünkü ilaç kullanımına psikiyatristler karar verirler , gerekirse yazar ve takibini yaparlar. Psikoterapi desteğine karar verirlerse de ise bunun için özel eğitim almış psikologlara ve psikiyatristlere yönlendirirler. Bir öğrenci koçu ise asla tedavi etmez ve psikoterapi uygulamaz .  Saygılarımla...




NOT : Tıbbi veriler için American J. Of Psychiatry 'den faydalanılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder