19 Haziran 2015 Cuma

Ramazan & Oruç & Tefekkürler - 1





                              RAMAZAN & ORUÇ & TEFEKKÜRLER -1


               Sosyal medya herkesin her konuda fikrini özgürce ilan edebildiği yer olmalı diye düşünürüm hep. Bir konuyla ilgili benim düşündüğümün tam zıddını savunan bir arkadaşımın paylaşımını gördüğümde ilk tavrım onun o konudaki farkındalığından yargılamadan bir şeyler öğrenmeğe çalışmak olur. Yargılamadan onların gözlerinden bakmak koçluk mesleğimin bana verdiği en değerli hediyelerden biridir. Bir süre sonra içselleştirdiğim bu ince nokta Ramazan Ayı ve Oruç ibadeti ile ilgili bir çalışmaya götürdü beni. Sizlerle de paylaşmak istedim.

             Son günlerde Ramazan Ayı ve Oruç kavramı ile ilgili çok farklı yorumlar ve paylaşımlar gördüğümden bu konu ile ilgili kaynaklardan derlemeler yaparak , kendi fikirlerimi de katarak bir seri oluşturdum. Yararlandığım kaynaklar uzun süredir  istifade ettiğim değerli tasavvuf büyüklerime aittir. Bütün güzellikler onlardan hatalar ise şahsıma aittir.





             Konuya İMAN EDENLER  kavramı ile başlamak istiyorum. İman edenler olarak temel din bilgisi içerisinde öğrendiğimiz imanın şartlarını sıralarsak ;

          1- Allah'a inanmak

          2- Meleklere inanmak

          3- Peygamberlere inanmak

          4- Kitaplara inanmak

          5- Ahiret gününe inanmak

         6- Kaza ve kaderin , hayır ve şerrin Allah 'tan geldiğine inanmaktır.

          Benim aklıma tam da burada bir soru geldi. İman edenler yani '' amenü '' olarak  Kur'an da çokca geçen bu kavram İslamın en önemli şartlarından olan ORUÇ ile nasıl bağlanıyor acaba ? Orucun sağlıklı bedene ve ruh sağlığına sahip bireylere farz ibadet olmasındaki hakiki mana neydi ?

          Sosyal medyada bazı arkadaşların haklı olarak yorum yaptığı yeme-içme-aç kalma-gösterişli iftarlar verme- israfta çizgiyi aşma gibi kavramların çok derinindeydi ardığım...Orucun açlıkla hedeflediği açların halini anlamanın da ötesinde hedefleri olmalıydı... Bu soruyu merak ettim ve araştırmaya başladım. Tevafuk eseri Sonsuzluk Kulesi sitesindeki sayın Berkay Özcan'ın yazısı imdadıma yetişti. Yazının kendi sorumun cevabı olan kısmını süzerek ve kısaltarak sizlerle paylaşıyorum .



       ''   İman edenler  kendisinde güvenlik ve eminlik hissi uyanmış olanlar ve bu hissi toplumuna da yansıtanlardır. Oruç kavramı Kur'an da SAVM  kelimesi içinde geçer. Savm kavramı ise  topluca ,toplumca dinginleşme / takva / Kur'an ilkelerinin eğitimini içeren yani uygulandıklarında topluca dinginliğe ve toplumsal iyileşmeye götüren çalışmalar demektir. Bu çalışmalar yardımıyla itikafa yani yoğunlaştırılmış tefekkür sürecine girmişler ve en sonunda da Kadir Gecesine ulaşmışlardır. ''

               Yazarın cümlelerinden anladığımı açarsam ,bütün dinlerde ve ruhsal öğretilerde insanlık tarihinde sürekli yer etmiş olan ORUÇ 'un tüm müslüman topluluğuna belirli bir zaman diliminde farz bir ibadet olarak gelmesinin kök anlamı şudur :

            1- Davranışlarının asıl amacı Kadir Gecesine yani bu zaman dilimi sonucunda gerçek özgürleşme ve ruh-i tekamüle ulaşmak olan toplumun bireyleri için 

           2- Bunu Ramazan ayı içerisinde aralıksız oruç tutarak bedensellikten bir süreliğine uzaklaşarak kolaylaştırmak

           3- Toplumun çoğu tarafından uygulanan ibadetin ara amacı olan toplumsal dinginliğe ve olgunlaşmaya hizmet etmesi

           4- Bedensellikten uzaklaşmışların bu toplumsal dinginlikte ruhlarının sesine kulak verecek itikaf adlı yoğun düşünme çalışmaları ile olgunlaşmaları. İman edenler olarak ellerinden, dillerinden ve davranışlarından herkesin emin olduğu kimselere dönüşmeleri. Rahatsız edici huy ve davranışlarında değişiklikler yaşamaları. Bu olgun davranış modellerini en yakınlarından başlayarak tüm topluma , dünyaya , evrene yansıtmaları

           5- Ruhsal tekamül yolculuğunda daha fazla bireyi yol alan toplumun her yönden gelişmesi ve güzelleşmesi


            Kur'an da oruç Sa- Ve - Me hareketsiz durma , durdurma ,engelleme kök anlamlarından gelen SAVM  yani hareketsizleşme, sakinleme tüm olumsuzlukları ve zaafları durdurma kavramı içerisinde geçerken ,kısaca davranışsal amacı DİNGİNLEŞME çabası iken aslında  KUR'AN = VİCDAN = EVRENSEL DEĞERLER doğrultusunda yılın sadece bir ayı değil bir ömür atlanmaması gereken bir mevzudur.

          Bir sonraki yazımda orucun pide , tatlı , çatlayana kadar yenen israflı iftarlar arkasında gizlenmiş asıl hakikat manalarını ve güzelliklerini sizlerle paylaşmak isterim . Herkesin tutmayanı ya da tutamayanı farkedemeyecek içsel derinlikte  hakiki anlamda oruçlar yaşamasını ,  tutulan değil nefsimizi aşırı isteklerimizi tutan oruçlarla bu Ramazan'ı ruhsal güçlenme yolunda çok değerli bir zaman dilimi olarak değerlendirmesini dilerim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder