13 Ağustos 2015 Perşembe

HİPOKRAT YEMİNİNDEN SONRA

                     


                     Hipokrat Andı M.Ö 460 - 370 arasında yaşamış Hipokrat tarafından yani yaklaşık 2500 yıl önce biz hekimlere bırakılan bir mirastır. Hipokrat'tan sonra Galen , Laennec , Hufeland gibi ünlü hekimler de kendi metinlerini tıp dünyasına armağan etmişlerse de bu yeminlerin sadece isimlerini değiştirmiş , anlam asıl Hipokrat Andı'nda ki gibi kalmıştır. 
                    
                    Hipokrat 2500 yıl önce tıbbın özellik arz eden bir sanat olduğu fikrini benimsiyerek , bu sanatı yapacak olanları belli bir yemin etrafında birleştirmek ve sanatın kutsallığını ifade edebilmek amacı ile böyle bir metni gelecek kuşak hekimlere miras bırakmıştır. Tıp Fakültesinden en son doktor çıkar diye espri mahiyetinde söylenen cümlede doğruluk payı çoktur. Yemini okuduktan sonra bu evrensel sevgi vizyonunda din , dil , ırk gözetmeden yapılabilmesi için yemin edilen bu mesleğin mensuplarının ,sevginin diğer tezahürlerinden en naifi olan sanat gibi dallarda da başarılar göstermeleri normaldir.
                    


                  ''   Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifai bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve and içmişlere öğreteceğim. Yeteneğim ve hakimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim. İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim.  Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım. İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olan cerrahlara bırakacağım.  Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim . Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.
                  Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım. ''

              Orjinal hali hemen hemen yukarıdaki gibi olan metnin günümüzdeki kullanımı ise şöyledir

"Tıp Fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhine kullanmayacağıma mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."



                    Şimdi kendi yorumumu hiç katmadan Bitlis Güroymak İlçesi'nden Bitlis Devlet Hastanesi'ne solunum sıkıntısı sebebiyle getirilen ve yoğun bakım ihtiyacı sebebiyle acilen Elazığ'a sevk edilen 5 yaşındaki yavrunun taşındığı ambulansa terör örgütünün yaptığı saldırı sonrası resmi sunuyorum size .Çocuk yetişen başka bir ambulansla sevk edildi , ambulans sürücüsü ise yaralı ...Benim bir hekim olarak kalbim çok kötü sızlıyor. Çünkü benim için o çocuk Türk ' mü Kürt ' mü gerçekten fark etmez. Sevgili Hipokrat'ın neresi sızladı acaba ?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder