İnsanın fiziksel , biyolojik ve ruhsal boyutları var. Duyu organları ile değerlendirebildiği madde ve değerlendiremediği madde ötesi insan beynini sürekli meşgul ediyor.Bu noktada sinir bilim yeni değerlendirme kapıları açıyor bizlere.
Sinir hücrelerinin yani nöronların nasıl çalıştığına bakarak zeka , akıl , mantık , algı ve düşünce gibi derin kavramlara ışık tutabiliriz. Her davranışımızın altında biyokimyasal denklemler olduğunu bilmek , ağladığımızda ya da güldüğümüzde farklı mekanizmaların devreye girdiğinin bilincinde olmak ilginç doğrusu.
Her bir beyin hücresi birbirine uzantılarla bağlıdır. Bu uzantılarla aldığı sinyallere göre cevap veren hücre bu cevabı yine biyokimyasal reaksiyonlarla bir diğerine aktarır. Bu aktarım hızını bizim genetiğimiz belirler .Yani bazılarımız daha şanslıdır .Bu işlemleri doğuştan daha hızlı ve sorunsuz yapar. Bunu yapısal protein ve enzim türü belirler.
Nasıl duyarız ? Kulaklarımız sesleri alır ve beyine , ilgili işitme ana merkezine çeşitli frekans aralıklarında üretip iletir ve bunu bilinçsizce yapar. Kulağımızın bu ileticiliğini örneğin kronik enfeksiyon ya da travma gibi bir sebeple kaybettiğimizde beynimizdeki değerlendirme merkezi sağlam olduğundan işitme cihazı gibi destekler işe yarar . Ana merkez hasar gördüğünde ise yapılacak fazla bir şey yoktur. Şöyle düşünürseniz sevdiğinizi söylediğiniz kişinin sizi tam anlamıyla duyup anlaması için bir sürü sisteminin sağlıklı çalışması gerekir. Tabi söyleyebilmek için sizin de :)
Bir karışıklık olup kulaktan gelen sinyalleri beynin gördüklerini değerlendirdiği bölgeye aktarsak işittiğimiz her şeyde garip , anlamsız görüntüler görmemiz olasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder