8 Temmuz 2015 Çarşamba

ARKADAŞLARIMIN YAZILARI -1

ANNE BABALARIN SINAVLA İMTİHANI

           Üniversite'ye, liselere giriş için yapılacak sınavlar öncesi bir çok evde heyecanlı bir bekleyiş vardır şimdi. Hayatının sınavına gireceğini düşünenler ile sınavda başarısız olursa hayatının kararacağını hissedenler, sınavı kazanınca her derdinin sona ereceğine inanlar ile sınavın sadece başa bela bir engel olduğunu savunanlar, aynı sınıflarda, yanyana sıralarda oturup, gelecekleri için açılmasını istedikleri bir kapının önünde öylece duracaklar. Onlar, bu yaşa gelene kadar evlerinde, çevrelerinde en çok duydukları cümlelerin yükü ile kapıları çalarken, birileri de dışarıda kendi hayallerini kuracaklar.
Dışarıda bekleyecek olan anne babalardansanız, siz kendi sınavınıza hazır mısınız? Öncelikle düşünün bakalım, sınavdan önceki yıllarda, ona en çok hangi cümleleri kurdunuz?

Emeklerimizi "boşa" çıkarma.
Sen de "ablan" gibi başarılı olursun inşallah.
"Tıpı" kazandığını bir görsem, ölsem de gam yemem.
Ah ah , "hiç" çalışmadın ki...
Şu sınavda başarılı "ol", sonra ne istersen yaparsın.
Şu okula girersen "hayatın kurtulur".
Biz okuyamadık sen "oku",
Koskoca profesörün oğlu, sınavdan "düşük puan" alır mı?
Amaan, sınavı kazansan ne olacak, her taraf üniversite mezunu "işsiz"dolu..
Okuyup da "ne yapacaksın", gel dükkanın başına geç...

Ve daha niceleri...Herşey çocukların iyiliği için değil mi? Onlar yuvadan uçmadan önce son bir dokunuş yapma isteği içinizdeki. "O ne istediğini bilmiyordur, dur ben ona bir yol çizivereyim" derdi.

Şimdi yeni cümleleriniz cebinizde, bekleyin bakalım kapının önünde. Sırtında yüklerle gönderdiğiniz bu kapıdan çıkarken yavrunuz, adım atacağı bu yeni dünyada, bakalım ona daha neler söyleyeceksiniz. Diyelim ki işler istediğiniz gibi gitmedi, diliniz sussa da yüzünüz ona ne söyleyecek şimdi?

-Onca emek boşa gitti..
-Ablan olsa yapardı şimdi.
-Tıpı kazanacak puan alsan iyiydi.
-Çalışsaydın böyle olmazdı.
-Bundan sonra öyle istediğini yapmak yok sana..
-Hayatını mahvettin.
-Sen okusan kurtaracaktın hepimizi.
-Profesörün oğlu olduğuna kim inanır?
-Öyle ya da böyle sen de katılacaksın işsizler ordusuna.
-Sınav iyi mi geçti?! tüh dükkanın işlerine kim bakacak şimdi?

"Canın sağolsun" derken, yüzünüz haykırıyor olmasın sakın bencilce isteklerinizi.
Bu sınavlar, çocukların olduğu kadar, ebeveynlerin de sınavıdır aslında. Çocuğunu ne kadar sevdiğinin değil ama onun duygu ve düşüncelerine ne kadar değer verdiğinin sınavıdır. O'nu istediği yolu seçmesi konusunda ne kadar yüreklendirdiğinin, O'na ne kadar güvendiğinin. Sevgini " karşılıksız, kayıtsız, şartsız" ne kadar gösterebildiğinin...

Onu dershaneye göndermek için krediler çektin belki. Peki hanesinde ders çalışabileceği huzuru verdin mi?
Binlerce soru çözmesi için başında bekledin de, sorunlarını kendi başına çözmesini öğretebildin mi?
Sınava gireceği okula götürüp gösterdin de önceden, gelecek ile ilgili hayallerini gözünde canlandırmasını sağlayabildin mi?
Okunmuş şekerler, pirinçler koyarken cebine, inanırsa herşeyi başarabileceğini farkettirebildin mi?

Birkaç saate sığar mı bir ömrün imtihanı?
Hayatın içindeki hayaller, istekler, gayretler bir sınavla başlayıp biter mi?

Süreniz başladı! İstediğiniz sorundan çözmeye başlayabilirsiniz kendinizi.
HANİFE SERTER (Öğrenci ve yaşam koçu)
Yazı e-koc.org 'dan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder